Çilek tadında bir hayatım vardı. Hep de böyle geçecek diye
umuyordum küçücükken, bu çilek tadında hayatıma çok takılmıştım büyüyememiş hatta
bir çilek gibi kalmıştım...
Yol almam ve çilek tadından ayrılmam uzun zaman aldı. Zorlandım,
yoruldum çünkü ben bir çilektim ve çilek tadında sohbetlerim çilek tadında
sesim vardı. Kuşkulu ve ürkek tavırlarım hatta vardır ya çileğin üstünde
pütürcükler onlara sığınırdım onları kalkan yapardım dışarıya karşı. Sonuç
olarak ben bir çilektim. Dışarıdaki soğukluğu bilmiyordum, çilekler soğuğu sevmez
ki soğuk davranışları da. Çünkü ben çilek tadında olmaya alışıktım çilek
kokusuna, çilek gibi şeker ve masum olmaya.
Çileğin daha kırmızı olmaya başladığı zamanları hatırlayın hatta
canlandırın ben görür gibiyim kokusunun yoğunluğunu hissediyorum. Çilek kokusunun daha fazla arttığı ben bir
çilektim ve tam kendimi gösterecekken hayatın çok soğuk olduğunu unutmuştum. Oysa
Çileklerin soğuk havaları sevmediğini söylemiştim…
Unutmuş olmalı… ya da beni hiç sevmedi. Hayatın fazla soğukluğuna,
dengesizliğine dayanamadım ve bu yüzden çürümeye başladım, ben bir çileğim
olgunlaşmadan çürüdüm sadece çilekimsi gülüşüm çilekimsi kokum kaldı…
Sinem
Kandemir...
2 yorum:
Mimlendin canım haberin olsun :)
haha:)) Tamamdır mesajı aldım :))
Yorum Gönder