İlkbaharı yaşamadan yazı yakalamıştım ucundan da olsa o
değil de bugün bir böcekle tanıştım. Masamın üstüne yapışmış ve orada
konaklayan, adını sanını bilmiyordum. Eğildim ufaktan daha rahat görebilmek
için minnacık vücuduna rağmen, iri gözleri vardı. (iri dediysem kocaman değil
hayal edin işte. Ufakımsı ama büyük. Böceğin adını bilmiyordum. Kusura bakmaz
umarım böcek dediğim için.
Hava da çok sıcaktı
güzel bir yaz günü neden soğuk mermer masamı tercih ettiyse dışarıda
gezebilirdi aslında belki sahile inebilirdi hatta yeşil bir palmiye ağacında da
soluklana bilirdi neyse bilemiyorum yolunun benim masama nasıl düştüğü konusunu,
belki de Sıcaktan sıkılmış belki de soluklanıp yanımdan sesiz sedasız ayrılacaktı. Bir süre bakıştık hiç
rahatsız olmadı fakat ben onun soğuk mermer de öylece yapışmasını istememiştim ufak
ufak pembe uzun tırnaklarımla iteledim aman ha! yapışmasın diye tırnak
uçlarımla…
Neyse ki yapışmadı korkunç ve sevimsiz değildi evde
beslenecek kadarda büyük değildi tırnağımla onu aşağıya itemedim. Üflemekte işe
yarar diye düşündüm hafif hafif üfledim, öyle bir 4 bacağını açtı ki benimle
inatlaşırcasına… yapma! dedim. Sen bir böceksin! ben kocaman bir insan. Üfledikçe kanatlarını
açmamak için direndi direnmesine kayıtsız kalamadım onun o direnmesi beni de
çok kızdırdı. Sinirlerimi bozmaya başlamıştı… Yenilgiyi asla kabul edemezdim
hele de bir böceğe karşı bunda da yenmeliydim benim dediğim olmalıydı çok
bencilceydi bu belki hatta küstahça bir böcekle inatlaşmıştım tutarsızca. Kuvvetlice
3 kere üfledim ve başardım evet başarmıştım. Ama mutsuzdum hatta bu duruma o
kadar üzüldüm ki anlatamam. Düştükten sonra bakmadım ölümü? yaşıyor mu? bilmiyordum, belki de; şimdi ben ona ne yaptım
ki ah bu kocaman insanlar ne dengesizler diye geçiriyordur içinden bilemiyorum…
Üzgünüm…
Böyle böceklerle münasebetim olduğu vakit hep aklıma Kafkanın Dönüşüm kitabı gelir saygılar efendim saygılar...
Sinem Kandemir…
0 yorum:
Yorum Gönder