Çakıl taşlarını çok seviyorum hatta irili ufaklı biçimsiz
taşları daha çok onları biriktirmekten, toplamaktan zevk alıyorum, onları
dengesizce başıma, yüzüme, yanaklarıma falan koyuyorum. Yazın en sevdiğim
olayıdır bu renk renk çeşit çeşit taşları bulup çantama atmak. Hatta bazen deniz çantasının içi kum dolu
oluyor nasıl giriyor o kadar kum anlamıyorum belki de taşları hunharca çantaya atarken
kumlarda giriyor içeri bunlarla mutlu olabiliyorum hem de çok.
Islakken ki renkleriyle kuruduktan sonraki renkleri
farklılaşıyor ya onu da seviyorum ben aslında güzel olan her şeyi seviyorum,
hatta ve hatta yosunları da seviyorum. Topladığım taşları nesnelere hayvanlara
benzetmem de paha biçilemez. Eminim ki herkes seviyordur diyeceğim ama bu bir
genelleme olacak ve bazılarınız Şimdi yoooo! ben hiç sevmedim. Daha doğrusu
fark etmedim. Taşların nasıl şekilleri varmış, taşlar hangi renkmiş neden
olmuş? nasıl gelmiş? Nerelerde bulunur, pek
bir ilgi alanıma girmiyor diyecek haklısınız zaten hepimiz taş sevsek deniz kabuğu
sevsek benim gibi taşları, deniz kabuklarını aşırsanız sahillerin vay haline.
Taşlar demişken; bunlarında birçok kategorisi var artık;
şifalı taşlar, burç taşları, değerli taşlar diye sürüyor benim ilgilendiğim
daha çok çakıl taşı. Başka bir yazımda mutlaka burç taşlarından da bahsedeceğim.
Bu yazım burada sonlansın…
Sürç-i lisan ettiysem affola hayatınızda olmasını
istediğiniz ufaklı tefekli şeylere
kavuşmanız dileğimle hoş kalın …
2 yorum:
Gönül gözüyle bakabilmek, başka bir mesele olsa gerek.
harika,sabah doğru plaja kuş avına
Yorum Gönder