Kendini anlatamayanlar vardır ya işte tam tamına ben
onlardanım, bir insan kendini nasıl anlatır ki ben yapamıyorum mesela yapanlar
varsa da saygılarımı sevgilerimi iletiyorum.
İnsan en çok kendini anlatmada zorluk çekermiş kızlarla
toplandığımızda bizim hatunlardan biri söylemişti, bu tanımı ben üstlenmiştim hatta
üstleniyorum. Kendimi anlatmak dan da çok hoşlanmıyorum ben anlatamam ki zaten
ben şöyleyim böyleyim yok yok yapamam ama beni benden daha iyi tanıyanlara da
büyük bir saygım oluşur.
Bugün ders den çıktım eve doğru gidiyorum nasılda yağmur
yağıyor ıslandım paçalarımdan sular akıyor o derece yani nasıl hava böyle
tuhaflaşıyor anlamsız kalıyorum. Bir gün önce de yine yeni tanıştığım bir
arkadaş ‘’evet sende bir kendini anlatamama durumu var’’ demişti bu zaten benim
bildiğim bir şeydi. Ben kendimi anlatmayı sevmiyorum hatta tam böyle
anlayacakları zaman kendimi direk çekiyorum unutana kadarda konuşmuyorum. Ben
kendimi anlatmayı değil de ben anlatmadan anlasınlar istiyorum çok mu fazla
oldu buda?
Ders den koştur koştur gelmiş sırılsıklam bir şekilde eve
kendimi atmış bir halde şöyle bir mesajlara baktım; Direnç mesaj atmış
- Sen yine depresyona mı girdin ne oldun?
- · Yook bee ne alaka? Yani girdim çıktım sonra girme aşamasındayken sıyrıldım falan filan işte sen nasıl anladın ya dedim hunharca gülerek.
- Yazdıkların keşkeyle başladığı zaman sen depresyona giriyorsun. Keşkeyle değil de güzel ya da iyikiyle başlarsa sen mutlusun. İkisi de yoksa düşüncesiz duygusuz halindesin. Yazarlara gömüldüysen tekrar tekrar bir şeyleri düşünüyorsun. Yok eğer kısa kısa sözlere bakıyorsan sen yine bir şeye çok üzülmüşsün...
Şimdi ne yalan söyleyeyim doğru kısa küçük ayrıntılar ama
benim yaşamımda çok büyük bir yere sahipler, kelimelere sığınmışlığım dan
anlamış…
Sürç-i lisan ettiysem affola, Kelimelere sığınmış insanları
severim vesselam hoş kalın…
SİNEM KANDEMİR...
1 yorum:
Thank you diana :) I'm following your blog xoxo... :))
Yorum Gönder