Bugün ben sizlere aslında bildiğiniz bir şeyi anlatmak
istiyorum belki bilmeyen vardır diye ben anlatırken etrafımdakilere ufak bir
gülümsemeyle anlatıyorum hatta yaşıyorum adeta bu anlatacaklarımı hatam olursa
affola ben de okudum ve araştırdığım kadarıyla biliyorum ve sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Genelde Cemal Süreyya
mı Süreya mı diye konuşulduğunu
görmüştüm. Hatta bazı arkadaşlarım Süreya
da ki o tek Y hiç merak etmeden biz
onun soyadı öyle sanıyorduk demişlikleri de vardır. Peki bu Y neden kaybolmuştur neden silinmiştir
usta kalemin soy adından hadi gelin ben kendi tarzım da ufak bir anlatayım olayı
sizlerinde hoşuna gideceğini ve ilginizi çekeceğini biliyorum.
( Cemal Süreya)
Cemal Süreyya ve Sezai Karakoç üniversite döneminde aynı
okulda okuyan ve çok yakın arkadaşlardır. Sınıflarında Muazzez Akkaya adında bir kız vardır. Benim tahminimce çok güzel ve
alımlı bir hatun olsa gerek iki genci de etkilemeyi başarmıştır. Tabii gizliden
gizliye bu aşk büyür hatta gizliden şiirler yazarlarmış sonrada birbirlerine
okurlarmış tabii ki de bu sevgi büyüdükçe büyümüş yahu büyümüşte tabi bunlar
genç aralarında da bir iddia almış başını gitmiş.’’ Ben elde ederim.’’ ‘’yok
ben elde ederim.’’ Konuları süregelirken demişler ki hadi bakalım kim elde
edecek. Eee bu kadarla bitti sanmayın. İddia sonucunda kaybeden ömür boyunca
bunu taşıyacak diye konuşulmuş maddi olarak değil ama manevi olarak diye
düşünülmüş belli ki neyse; fiziksel
olarak bir iz değil diye de karar kılınmış ve soy isimlerindeki harflere gelmiş…
( Sezai Karakoç)
Cemal Süreyya kaybeder
ise soyadındaki bir Y’yi
çıkaracakmış.
Sezai Karakoç İse
soyadındaki A harfini…
Malumunuz ve tahmininiz üzere Muazzez Akkaya Sezai Karakoç’u
tercih eder. Gönül yani bu bir kızı iki kişi sever bir kişi alır diyelim bizde.
Tabii cemal Süreyya iddiaya sadık
kalır ve gider soyadındaki bir y
atar. Olurdu mu size Cemal süraya (
Y harfi gitse dahi o benim kalbimin en güzel yerine sahip onun güzel yüreğini
öpüyor saygıyla da anıyorum.)
Peki bu kadar mı Sinem'cim diyorsunuz tabii ki de hayır hemen
anlatayım;
Muazzez Akkaya bir iddia sonucunda onunla çıktığını öğrenir
ve çok üzülür. Zaten biraz da rahatsız olan Muazzez Akkaya okulu bırakma
derecesine gelir ki bırakır evine geri döner. Sezai Karakoç bu duruma çok
üzülür. ((Şu kısımda kendi yorumumu söylemek isteri; bazen düşünüyorum ve şu sonuca varıyorum. Sonuçta
evet bir iddia ama sevdi yani şiirler yazdılar keşke affetseydi ama affetseydi
de kendine yediremez be insan neyse en doğrusu buydu sanırım. Okulu bırakması
çok feci olmuş peki Cemal Süreya ile
olsaydı tabii ki de yine aynı sonuç olurdu neyse…))
Sezai Karakoç Muazzez Akkaya’ya bir şiir yazar MONA ROZA adında ilk akrostiş şiir
niteliğindedir ve Baş Harflarini birleştirdiğimiz de göreceğiz ki Muazzez
Akkaya çıkacaktır.
( Muazzez Akkaya)
Mona Roza
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin, gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin, gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım uymaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller
Sezai Karakoç
Ben yazarken çok heyecanlandım ve çok zevk aldım hele de
resimlerini araştırırken o kadarki hepsini indirip hepsini yayınlamak istedim. Araştırırken
resimleri yazılarına, şiirlerine denk geldim elimde olsa yazayım sıkılana kadar
diye düşündüm ama sonra bir yazıda toplamak daha mantıklı geldi.
Yüreğinden, ellerine,
düşüncelerini öptüğümün üstadı kalbimin en güzel yerindesin.
Sürç-i lisan ettiysem affola Şiirlerle,Güzel
anılarla yaşamak üzere Hoş kalın…
Sinem Kandemir...
13 yorum:
Bayıldım bayıldım :) ellerine sağlık canım. Ayrıca ben bilmiyorum öğrenmiş oldum teşekkür ederim :)
Oyy canım benim biraz uzun oldu ama kendimi durduramadım. Beğenmene çok sevindim. Zaman ayırıp okuduğun içinde çok teşekkür ederim, yararlı olduysa da ne mutlu bana :))
çok sevindim beğenmene canım benim aynen bende çok severim birde Özdemir Asafım var onu da bir ara anlatacağım :D içim kıpır kıpır oluyor ya böyle eskilere gidince ...
Merhaba blogunuzu cok begendim.Ben ve arkadasim blog uzerinden 8 Mart Dunya Kadinlar Gunune ozel blog tanitim etkinligi duzenliyoruz bir cok kategoriler var hangisi size uyarsa ona yazilip diger bloglar tarafindan kesfediliyorsunuz.Katilirsaniz cok sevinirim daha dogrusu bu blogu okuyan herkes katilirsa cok mutlu olurum,gelin blogunuzu tanitalim :) http://izmirleydisi.blogspot.com.tr/2015/03/8-mart-blogger-bulusmas-8-march.html#comment-form
Etkinliklere bayılırım helede 8 mart Kadınlar günü gibi özel bir günse hemen bakıyorum sitenize yorumunuz için çok teşekkür ederim :))
Ne demek tatlim beklerim :)
ben de mona rosa'nın hikayesini yazmıştım, cemal süreya'sız olanını... kaleminize sağlık... sevgiler...
http://bahartanricasi.blogspot.com.tr/
:))) teşekkür ederim ::)) hikayeleri o kadar güzel ve can alıcı ki yazmamak elde değil... bende sizin blogunuza bakıyorum hemen
Eksik bildigim ve simdi&ogrendigim ne cok sey oldu:))tesekkur ederim emegine saglik
ooo canım benim :)) eğer beğendiysen ve yararlı olduysa ne mutlu bana ve zaman ayırıp okuduğun için de çok teşekkür ederim :))
Ben biliyodum deyip hava atasım geldi ama yok yapmicam :P Tesekkurler paylasimin icin ;)
hahaha :D Zaman ayırıp okuduğun için teşekkür ederim ben yinede :D aslında geçen bir şey okumuştum sezai karakoç bu şiiri okumuş muazzez akkaya gelmiş ben kabul ediyorum teklifini falan demiş bu sefer de ben istemiyorum demiş sezai karakoç :)) ne kadar doğru bilmiyorum ama :)) şimdi bunu neden anlattım onuda bilmiyorum :D
:))))
Yorum Gönder