Yüreğimde bir dolu dizginlenmeyen kuşlar vardı. Mutluydum da
aslında onlarla hiçbir zaman şikayet etmedim onlardan yüreğimin dolu dizgin
olmasına alışmıştım. Aşık olmak gibiydi bu yüreğimi ılık bir his
kaplıyordu ama aşık olmak istemiyor ve olmayacaktım da. Kendime böyle sınırlar
ve engeller koyarak geçirdim. Mutluydum çok da kimseyi tanımadım öyle çok da
kimselere bulaşmadım…
Sohbetlerimi hep kısa keserdim çok bir hayatıma dahil
etmezdim bende kimsenin hayatına dahil olmak istemezdim. İlkbaharın aşk kokan
günlerinden birindeydi takvim. Ses tonuyla
yüreğimdeki kuşları havalandıran cinsten, neler oluyor böyle demekle kaldı
beynim. Takvimin o ılık esintisini sevemedim maalesef…
Yıllarca alışmıştım sessizliğe, şimdi ne gerek vardı böyle şeylere daha yeni
tanışmıştık ama alışmıştım, daha yeni tanışmıştık ama gidecektim. Daha yeni
tanışmıştık fakat gülümsemelerimiz çok sıcak kaçtı ve kısa sürdü… Düşünüyorum
da Ondan öncede aynı sokaklardan on bin kere geçmiştik, on bin kere aynı banka
oturmuştuk aynı havayı solumuştuk... Son Kez diyorum ki; Yüreğimin Kuşlarına Selam olsun benden bu
kadar…
Sinem Kandemir.
1 yorum:
Merhaba, blogunuzu yeni keşfettim. Takibe aldım.
Bloguma da beklerim. :)
www.gripalyaco.com
Sevgiler.
Yorum Gönder