Öyle çok güzel bir gün değildi sıcaktı ama esintiliydi, ılık
bir esinti vardı yüreğinin yangınını kimse hatta o ılık esinti bile
söndüremedi. Ilık bir esintinin bu kadar yoğun duyguları halledeceğini
ummuyordum zaten dedi. Kimseler anlamadı, içindeki fırtınaları içinde kopan
acıları en önemlisi kansere yenik düşeceğini hiç tahmin etmezdi hatta
çevresindekiler de etmezdi. Etmedik de…
Herkese karşı iyilik yapıp herkese sofrasını açardı. Neden bu hastalık da beni buldu diye hiç şikayette
etmedi. Hep bir iyileşme umuduyla günlerini saydı. İlaçlar gelecek ve ben iyi
olacağım. Bizde öyle umut etmiştik oysaki…
En son saçlarını okşayıp ben yarında geleceğim babaannem
tamam mı dediğimi ve kafasını onaylarcasına tamam kızım dediğini hatırlıyorum. Ertesi
gün gidemedim kaç hafta art arda gitmeme rağmen son gün gitmedim. Düşünüyorum da
neden gitmediğimi hatırlayamıyorum, sadece bir gün önce yazdığım postta
bakıyorum kafam karışıkmış saçmalamışım bir şeyler bugün için planımdı gitmek
geç kalabileceğimi ummamıştım.
Evin içinde bir kasvet, yorgun bir hava üzüntülü yüzler doluydu hiç böyle olmamıştı bu ev. 22 senedir görmemiştim böyle hüzünlü ve ağlamaklı en son hatırladığım o evde 6 çocuğun büyüdüğü, vazolar mı kırılmadı, masalar mı kırılmadı yatakların üstünde zıplamaktan yaylarımı çıkmadı. kahkahalar eşliğinde herkes birbirine takılmalar şunu da yiyin bununda bunu da yılbaşında kocaman bir sofra evin içine sığmaz mutfaklara kadar taşardık. O evin içinde kalabalıktık bir zamanlar sesli gülüşmeler vardı, bugünde kalabalığız sessiz dualarla...
Hayatın kısa zamanın da su gibi aktığının bir kere daha
farkına varmakla kaldım 24 sene önce tanışmıştım. 24 sene içinde de kaybettim.
Manevi Babaannem benim ışıklar içinde uyu…
3 yorum:
Teşekkür ederim :(( canım benim
Başın sağ olsun sinem :( biraz geç oldu kusura bakma
canım teşekkür ederimmmmm :((
Yorum Gönder