15.03.1991 İstanbul doğumluyum ve balık burcuyum özelliklerimin hepsini taşıyorum. Marmaris de yaşıyorum, bu demek oluyor ki ben Marmarisliyim, burayı çok sevdiğimi ve Marmaris'e aşık olduğumu söylemeden geçemeyeceğim. İlkokul ve orta okulumu Marmaris de tamamladım. Üniversite olayını; Balıkesir’de.
Bu blogu açmamda ki sebep ilkokuldan bu yana tuttuğum ve hala devam ettiğim günlüğüm, denemelerim. Öyle başıboş kalmalarına gönlüm razı gelmedi ama hiçbir zamanda blog açayım da yazayım yayınlayayım diye kaygılarım olmadı aile içinde okurdum işte anneme, babama, kardeşime ve öğretmenlerime, ortaokul zamanlarımda Türkçe öğretmenleriyle aram iyi olmuştur bu sebepten her yazdığımı götürür, imla kılavuzuna uymuş muyum Öğretmenim diye sorardım. ‘’Hocam’’ demezdik ‘’öğretmenim’’ hemen bakarlardı onlarda hatta ‘’Sinem yazmayı bırakma tamam mı ‘’ diye uyarırlardı. Tabi o zamanları bunu çok anlamıyorsunuz, tamam öğretmenim der giderdim sınıfa.
Yazmayı ve okumayı çok seviyorum, hiç sıkılmadan saatlerce bir şeyler yazabilir aynı şekilde saatlerce kitap okuyabilirim. Bu alışkanlığı da ailemden aldım sonsuz şükranlarımı sunarım o yüzden, okumak için her zaman zamanım vardır zamanım yok demem diyemem yazar o kitabı ne zorluklarla yazdıysa bende onu ne zorluk da olursam olayım okumak zorundaymışım gibi hissederim. Kötü eleştiride yapamam asla. Yazı yazarken en çok beyninden geçenler değil de parmaklarının ahengine bayılıyorum. Kısaca ben yazmayı seviyorum ve bu konuda ‘’ F.kafka’yı anmadan da geçemeyeceğim; Daktilonun parmaklarımla vals yapıyormuş kadar ahenkle ses çıkartmasına bayılıyorum. Evren var oluşundan beri, gezegenleri doğurduğundan beri, dünyayı doğurduğundan ve insanları torun edindiğinden beri böyle bir ahengi tutturabildiğinden şüpheliyim, daha da şüphe duyduğum şey bu parmakların tuşlara koşar adım giderken söylediği, yazdığı şeyin tamamen ben olması.
Parmaklarımın beni, benden daha iyi tanıması, parmaklarımın, zihnimden öte ruhumla ve arzularımla çok daha iyi bir ahengi yakalaması (buradan tüm piyanistlere bir selam gönderiyorum. ) asla susmasını istemediğiniz bu gerçek ahenkli müziği yaratan enstrümanlarla yarışabilir parmaklar, fikirlerinizi sabitlemez, içinde yaşayacağınız bir evren inşa eder.
Size ait.
Kendi ahenginizi yakalamış bir şekilde dans edebileceğiniz ve sonsuza kadar ‘doğa’nın çalabileceği güzel bir müzikalle kaplı cenneti kim istemez ki demiş F Kafka’’ saygıyla anıyorum…
Böylelikle hakkımda kısmına da bir son veriyorum bu blogu açmam da bana destek veren arkadaşlarıma teşekkür ederim bana kalsa hala defterlerde kalmaya devam edecektim.
SİNEM KANDEMİR …
2 yorum:
Kafka hayranlığı bir yana dönüşüm romanı hayranı olarak. Sizin aksine hiçbir zaman imla terbiyesine uyamadım bir türlü, sözcükler kafamdan geçerken simgeleride temel nokta ve virgüllerden ileri götüremeyen, bunu da nekadar doğru kullandığım tartışılır derecede hoyratca yazdığım yazılara, size nazaran nacizane yazmanın duygularınızdan bir haberdar olmanın farklılığı ve yazmanın en güzel terapi yöntemi olduğunu düşünüyorum. Nice yazılara saygılar :))
:)) çok teşekkür ederim yorumunuz için :))
Yorum Gönder