7 Mayıs 2015 Perşembe

Tuhaf Gezegenden Bir Hiçbir Şey Haberi

Ne istiyorsun ki dedi adam sohbetin ilerleyen bir kısmında, hiçbir şey diye bağırmaya başladı kız. Aslında istediğini biliyordum geçen gün benimle konuşurken bir sürü şey söylemişti. Hatta olmayacak ama diye de eklemişti bence şimdi tam sırasıydı söylemenin ama o söylemedi bana göre doğru olan bir başkasına göre yanlış olabilirmiş anladım.

Hiçbir şey ha dedi adam. Evet hiçbir şey diye diretti kız.

Şaşırmıştım bir kere daha sormasına, kız yine soğuk kanlılıkla hiçbir şey istemediğini vurguladı. Adam ceketini aldı eline, ben sana yetemiyorsam ben den bu kadar dedi çekti gitti.
İkisinin de karışık duygularının olduğunu düşündüm acaba artık sevmiyorlar mıydı birbirlerini genele vurursam hep böylemi olur ki diye iç geçirdim. Çok da karışmak istemedim ama geçen gün karışmıştım. Dinlemiştim dinlemek bile ortak olmaktı aslında neyse ki bunlardan haberimin olduğunu bilmiyorlar, bir gün önce konuştuğumu sanmıştım şöyle hesaplayınca 4 sene önceymiş meğer 4 sene de neler değişmiş 4 sene sonra kız adamdan hiçbir şey hiçbir şey istemiyorum diyebilme noktasına gelmiş.


               Sinem Kandemir

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Yüreğimin Kuşlarına Selam Olsun

Yüreğimde bir dolu dizginlenmeyen kuşlar vardı. Mutluydum da aslında onlarla hiçbir zaman şikayet etmedim onlardan yüreğimin dolu dizgin olmasına alışmıştım. Aşık olmak gibiydi bu yüreğimi ılık bir his kaplıyordu ama aşık olmak istemiyor ve olmayacaktım da. Kendime böyle sınırlar ve engeller koyarak geçirdim. Mutluydum çok da kimseyi tanımadım öyle çok da kimselere bulaşmadım…

Sohbetlerimi hep kısa keserdim çok bir hayatıma dahil etmezdim bende kimsenin hayatına dahil olmak istemezdim. İlkbaharın aşk kokan günlerinden birindeydi takvim.  Ses tonuyla yüreğimdeki kuşları havalandıran cinsten, neler oluyor böyle demekle kaldı beynim. Takvimin o ılık esintisini sevemedim maalesef…


Yıllarca alışmıştım sessizliğe,  şimdi ne gerek vardı böyle şeylere daha yeni tanışmıştık ama alışmıştım, daha yeni tanışmıştık ama gidecektim. Daha yeni tanışmıştık fakat gülümsemelerimiz çok sıcak kaçtı ve kısa sürdü… Düşünüyorum da Ondan öncede aynı sokaklardan on bin kere geçmiştik, on bin kere aynı banka oturmuştuk aynı havayı solumuştuk... Son Kez diyorum ki;  Yüreğimin Kuşlarına Selam olsun benden bu kadar… 

 Sinem Kandemir.

5 Mayıs 2015 Salı

Mimlemişler Yaa Laaa Beniiiiii :)))

Valla ilk olarak beni mimleyen ve bu işe karışmamı sağlayan blogger dostuma aslihanindunyasi teşekkür ederim.  Başladığımdan bu yana buda nedir yahu dediğim bir olaydı… hayır birde bana hiç denk gelmez diye öyle geçerdim. Bir daha böyle şeylerde amannn bana denk gelmez anacım diye geçiştirmeyeceğim lafın kısası haydiii başlayalım :D

-En son okuduğun kitap?
  
Kafka - Dava  (Karikatür Şeklinde yapmışlar çok güzel sizlerde alın okuyun.)

-Siyah mı beyaz mı?

ikisinin Karışımı Gri olsun. Ne siyah diyebilirim ne Beyaz çünkü.


-Tiyatro mu sinema mı?

Tiyatroooooooooooooooooo :)


Mesaj mı aramak mı?

Kişisine Göre aslında  ama en çok mesaj atmaktan hoşlanırım. Konuşmayı da severim aslında ama Mesaj atmak kısa ve öz oluyor benim için.


-Hep olmasını istediğin hayalin?

Hayal kurmayı çok severim bir balık burcu olarak fakat gerçekleşmesi mümkün hayalleri severim.Olmasını istediğim Tek Şey Başarılı olmak Çook BAşarılı 


-Gelecekte kendin için ne düşlersin?

Başarılı, sağlam  bir gelecek.


-Burası olmasa hangi ülkede yaşamak isterdin? Neden?

Canım yaaa Şimdi Ülke demişsin de burası olmasaydı, çok fazla öyle aman aman dediğim bir ülke yok. Ama Uzayda yaşamak isterdim ohh mis kimseler yok kendi çapımda gezegen gezegen dolaşırdım. Küçük Prens misali :))



-Bloguma on üzerinden kaç verirsin? Devamlılığı için tavsiyen ne olur?

Bloguna ben bayılıyorum, aynı bildiğin yoldan gitmen dileğimle illa on üzerinden değerlendir beni diyorsan on Üzerinden  on veriyorummm. :)))


Şimdi bu kadarla bitmiyormuş bu, birkaç bloggera da baktım da illa bende mimleyim  banane banane dedim veeeeeeeee; 
afugyjkjönm  alın uğraşın şimdi :)))








3 Mayıs 2015 Pazar

Nurlar İçinde Uyuman Dileğimle Babaannem

Öyle çok güzel bir gün değildi sıcaktı ama esintiliydi, ılık bir esinti vardı yüreğinin yangınını kimse hatta o ılık esinti bile söndüremedi. Ilık bir esintinin bu kadar yoğun duyguları halledeceğini ummuyordum zaten dedi. Kimseler anlamadı, içindeki fırtınaları içinde kopan acıları en önemlisi kansere yenik düşeceğini hiç tahmin etmezdi hatta çevresindekiler de etmezdi. Etmedik de…
Herkese karşı iyilik yapıp herkese sofrasını açardı.  Neden bu hastalık da beni buldu diye hiç şikayette etmedi. Hep bir iyileşme umuduyla günlerini saydı. İlaçlar gelecek ve ben iyi olacağım. Bizde öyle umut etmiştik oysaki…

En son saçlarını okşayıp ben yarında geleceğim babaannem tamam mı dediğimi ve kafasını onaylarcasına tamam kızım dediğini hatırlıyorum. Ertesi gün gidemedim kaç hafta art arda gitmeme rağmen son gün gitmedim. Düşünüyorum da neden gitmediğimi hatırlayamıyorum, sadece bir gün önce yazdığım postta bakıyorum kafam karışıkmış saçmalamışım bir şeyler bugün için planımdı gitmek geç kalabileceğimi ummamıştım.

Evin içinde bir kasvet, yorgun bir hava üzüntülü yüzler doluydu hiç böyle olmamıştı bu ev. 22 senedir görmemiştim böyle hüzünlü ve ağlamaklı en son hatırladığım o evde 6 çocuğun büyüdüğü, vazolar mı kırılmadı, masalar mı kırılmadı yatakların üstünde zıplamaktan yaylarımı çıkmadı. kahkahalar eşliğinde herkes birbirine takılmalar şunu da yiyin bununda bunu da yılbaşında kocaman bir sofra evin içine sığmaz mutfaklara kadar taşardık. O evin içinde kalabalıktık bir zamanlar sesli gülüşmeler vardı, bugünde kalabalığız sessiz dualarla...

Hayatın kısa zamanın da su gibi aktığının bir kere daha farkına varmakla kaldım 24 sene önce tanışmıştım. 24 sene içinde de kaybettim. Manevi Babaannem benim ışıklar içinde uyu…
                                                          

 Sinem Kandemir…


2 Mayıs 2015 Cumartesi

Hayır Şimdi Anlatayım da Ne Anlatayım Şekerim

Bugün böyle boş boş  yazasım var ama böyle anlamlı şeyler değil anlamlı cümleler değil karışık kuruşuk anlamsız ve tutarsız.

Şimdi ne yazacağımı da bilmiyorum ki. Ama yazmak da istiyorum ama ne yazacağımı bilmiyorum öyle yoğun duygulara sahibim ki nereden başlasam ne anlatsam nasıl yazsam nereden başlayıp nereye bağlasam bilemiyorum. Bilemediğim için de biraz tuhaf şeyler çıkacaktır şimdiden af dilerim…
Çok güzel duygularımın başında  bir ay önce mülakatına gittiğim ve sonuçlarının açıklanmasıyla beni de çağırdıklarını belirtmek isterim, bu benim için mükemmel oldu 3 senedir böyle bir şirketi beklediğimi hep belirtmiştim zaten sonunda yani sonun da… şimdilik adı sanı bende gizli kalsın karışık duygularıma da başlayayım hayır başlayayım da nereden başlayacağım ayy anlatmasam mı hayır zaten anlatsam da hangisini anlatayım neyse ben kafamı toplayıp bir daha bilgisayar başına geçeceğim bekleyin beni… 

  Karışık Duygulara kapılmamanız dileğimle şimdilik hoş kalın…



                                                                  Sinem Kandemir…
Blogger tarafından desteklenmektedir.
 

Sirius... Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger